HATAY
SEMİNERİNİN ARDINDAN
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü’nce Hatay(İskenderun)’ da
düzenlenen “Tohum, Fidan
Üretimi, Ağaç Islahı ve Mekanizasyon” konulu
eğitim programına katılmak için 2 Eylül 2006
günü saat 19.30’da Denizliden hareket
ettiğimizde hepimiz heyecan içindeydik. Adını, tarihini,
yerini bildiğimiz Hatay’ı ilk defa görecek
olmanın, oradaki dostlarla tanışmanın heyecanıydı
bu.
12 saat 15 dakikalık yolculuktan sonra İskenderun’a
ulaştık. Görevli araç anında geldi ve bizi 6
gün kalacağımız İssos Hotel’e
ulaştırdı. Uzun bir beklemeye tahammül edemediğimiz
için odalar hazırlanıncaya kadar küçük bir
İskenderun turu yapmak durumunda kaldık. İyi de oldu tabi ki.
Gezinin ardından yerleştik sonunda. Sonradan
anladık, beklemelerin ve hizmet aksamalarının tamamen Otel
idaresinden kaynaklandığını. Çünkü
görevli arkadaşlarımız ellerinden geldiğince gelenlere
en iyi şekilde ev sahipliği yapmanın telaşı
içindeydiler.
Dostlarımız tek tek gelmeye
başladılar, ilk defa karşılaştıklarımız
da vardı tabi ki. Zamanla onlarla da kaynaştık.
Ağaçlandırmanın sıkı bir camia olduğu bir
daha anlaşılmış oldu böylece.
04.09.2006
Pazartesi:
Seminerin ilk günü
açılışın rutinleri ile başladı. Saygı
Duruşu’nda vakar, saygı ve minnet, İstiklal Marşı’nda
heyecan ve güven duyguları vardı.
Açılış konuşmaları,
Hatay İl Çevre ve
Orman Müdürü Bilal DOĞAN, Kahramanmaraş Orman
Bölge Müdürü Celal YILMAZ, Ağaçlandırma ve
Erozyon Kontrolu Genel Müdür
yardımcısı Mehmet NAKKAŞ, İskenderun Kaymakam Vekili
Etem ACAR,
tarafından yapıldı.
Tam 25 yıl sonra tekrar
karşılaştığım, benim için büyük
bir sürpriz olan Hocam Prof. Dr. Orhan ERDAŞ’ın konuşmalarının ardından,
Bakanlık Danışmanı H.İbrahim EKREN,
kardeş ülkeler: Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan,
Moldova ve KKTC’den
gelen konuklar birer konuşma yaptılar.
Seminer, Fidanlık ve Tohum İşleri
Dairesi Başkanı Yunus ŞEKER’in konuşması ile başlamış
oldu. Seminerin konularını
ise, H. Cemal
GÜLTEKİN, Belkıs DİNÇ, Sadi ŞIKLAR, Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, Y.Haluk
GÜRPINAR, Rasim ÇETİNER ve Özel
sektör temsilcisi Ahmet ŞEKER konularını sundular.
Sıcak havaya rağmen katılımcılar oldukça
ilgiliydiler doğrusu.
05.09.2006
Salı:
İkinci gün de dolu dolu
bir programla başladı. Yard. Doç. Dr. Ferit
ÖLÇER, günümüz insanının
ihtiyacı olan “Etkili karar
verme, Motivasyon ve ekip çalışması,
Çatışma ve stres yönetimi” gibi konulardaki
sunumunu yaptı.
Fatma ALICI
“Fidanlıkta Sulama Teknikleri”, S.Serdar YEGÜL
ise “Tohum ve Kozalak Toplama Teknikleri ve Alınması Gerekli
Önlemler” konusundaki
sunumlarını yaptılar.
Bu arada, eğitim
çalışmasından artan zamanda bir grup arkadaş
İdareden izin alarak Antakya’ya hareket ettik. AGM Şube
Müdürü İbrahim YÜZER beyin yakın ilgisi,
kaptanımız Süleyman GÜZEL’in
yönetimindeki araç ile çok hoş bir gün
geçirdik “Medeniyetlerin Harmanlandığı Antakya”
Şehrinde.
Rehberimiz Zübeyir YILMAZ gerçekten işinin
uzmanı bir kişi. Her noktada derin bilgisinden faydalanma
imkânı bulduk doğrusu. St. Pierre Kilisesi, Habibi
Neccar Camii, Arkeoloji
müzesi, Harbiye Şelalesi, Havra, Katolik Kilisesi, Ortodoks Kilisesi, Tarihi
Antakya Evleri, Tarihi Antakya Çarşısı bize
değişik atmosferler sundu.
Yunus ÖZTÜRK’ün işlettiği Hidro Tesisleri’ndeki yemek, Cavit
Mehmet, Osman Raci ve Cevdet
Höyük kardeşlerin işlettiği Kral Künefe’deki
Kaymaklı künefe ise
harikaydı doğrusu.
06.09.2006
Çarşamba:
Seminerin bu bölümü arazi
çalışmalarına ayrılmıştı. Belen
Yakınlarındaki Kızılçam
Ağaçlandırma sahasını gezdik. Sahada yapılan
çalışmaları İbrahim
YÜZER anlattı. Burada, sahadaki çalışmalar enine
boyuna değerlendirildi. Daha sonra Antakya istikametine hareket edildi.
Kısa bir yolculuktan sonra Serinyol Orman Fidanlığı’na
ulaştık. Fidanlık Mühendisi Habibe YILMAZ seminer için epey
hazırlandığı belliydi doğrusu. Yaptıkları
çalışmaları göstermek ve anlatmak için
didindi durdu. Burada da işin uzmanları: Y. Haluk GÜRPINAR, Belkıs
DİNÇ, Fatma ALICI, S.Serdar YEGÜL, İbrahim YÜZER ve Sadi
ŞIKLAR kozalak toplamadan tohum çıkarmaya, tohum ekiminden
sökümüne, seleksiyondan ambalajlamaya, budamadan ilaç
kullanımına kadar birçok konuyu derinlemesine anlattılar.
Fidanlıktaki öğle yemeği ise
nerdeyse akşam yemeğini unutturacak kadar bereketli ve doyurucuydu
hani. Amma ve lakin Şehir merkezine
Gecenin sürprizi ise(en azından benim
için) Ankara İl Çvere ve Orman
Müdürlüğü AGM Şube Müdürü Akif
GÜNKÜT oldu. Güzel sesi ile okuduğu birbirinden
güzel Türk Sanat Müziği eserleri ile tüm ekibi
coşturdu, duygulandırdı. Hele, benim isteğim üzerine
okuduğu Yahya Kemal BEYATLI’nın unutulmaz güftesi, Münir Nurettin SELÇUK’un ölümsüz bestesi;
“Dönülmez
Akşamın Ufkundayız “ adlı eser, çoşku ve duygu sınırlarını
zorladı sanki.
07.09.2006
Perşembe:
İşte tüm
katılımcıların heyecanla beklediği büyük
gün geldi, bu gün Antakya gezisi yapılacak. İki gün
önce gezmenin bilgiçliği ile rahat bir gezi oldu benim için.
Sürpriz ise St Pierre Kilisesi’ndeki
Hıristiyan hacıların dini törenleri idi. Rehberimiz sessiz
olmamızı istedi ayini izlerken, hoş uyarmasa da kimsenin oradaki
insicamı bozacağını tahmin etmiyordum doğrusu.
Tam bir hoşgörü iklimiydi Antakya. Camiler, kiliseler, Havralar,
evler iç içe yan yana. Bir kilise bir camiye dayamış
sırtını, bir yanda minareler hemen yanı başında
çan kulesi. Anlatmak için o iklimde yaşamak, nefes almak
lazım.
Herkesi en fazla etkileyen yerlerden biride Antakya Arkeoloji Müzesiydi
kuşkusuz. Dünyanın
mozaik koleksiyonu bakımından en büyük müzesi
olan Tunus'taki Bardo Mozaik Müzesinden
sonra, Dünyanın ikinci en
büyük mozaik koleksiyonuna sahip müzesi unvanını
elinde bulunduran Antakya Arkeoloji Müzesi tarihe ev sahipliği
yapmanın gururunu taşıyordu.
Gezinin Samandağ bölümü ise
insanı hayrete düşüren görüntülerle dolu.
Akdeniz’in kuzey doğu ucundaki sahil masmavi rengi ile
karşıladı bizi. Buradaki hafif yemeğimizin çorba ve
balık olmasının inceliğini Titus Vespasinus Tünelleri ve Kaya
mezarları’na
çıkarken anladık! Aslında kısa sayılabilecek
yol, aşırı sıcağın etkisiyle tüm ekibi
perişan etti. O zaman kendi kendime sordum; “Ya daha ağır
bir yemek yeseydik oraları gezebilir miydik acaba?” Diye. Helal
olsun arkadaşlara her şeyi en iyi şekilde
planlamışlar.
Titus Vespasinus
Tünelleri gerçekten görülmeye değer bir mekan.
Tünel, şehri sel sularından ve taşkınlardan korumak
amacıyla tamamen insan eli ile yapılmış;
Titus Tüneli’ne
08.09.2006
Cuma:
Seminerin son günü, Hümeyra TURAN’ın
sunumu ve seminerin değerlendirmeleri ile başladı.
Günün sürprizi ise Nil Dilek ÖZBEDEL tarafından
hazırlanan seminerdeki ilginç anlara ait fotoğraflardan
oluşan sunumu idi.
Seminer Sertifika Dağıtım
töreniyle noktalandı. Bayram kutlamalarına benzer vedalaşma
bölümünde ise sanırım birbiri ile vedalaşmayan
kalmadı.
Ve teker teker veya guruplar halinde otelden
ayrılmalar en hüzünlü anlardı. Tekrar bir başka
seminerde buluşma dilek ve temennileri ile vedalaşıldı.
HULASA:
Hatıralarımızda daimi kalacak izler
bırakan, gidiş ve dönüşü bir hafta süren,
tam bir eğitim programı olan bu gezi ve seminer programı benim
için de diğer tüm katılımcılar için de
unutulmaz bir zaman dilimiydi.
Bize bu güzellikleri yaşatan başta Genel
Müdürlüğümüze teşekkür etmek
istiyorum.
Bu programı uygulayan Hatay
İl Çevre Müdürü Bilal
DOĞAN, AGM Şube Müdürü İbrahim YÜZER, Fidanlık Mühendisi Habibe YILMAZ, Hatay AGM Mühendisi Tufan
TIRAŞOĞLU,
İskenderun AGM Mühendisi Cüneyt
ÇAĞLAR,
Fidanlık çalışanları, Orman Muhafaza
Memurları: Ali SEVGİLİ,
Hüseyin KILBOZ, Hanifi GÜNAYDIN,
şoförler Fehmi ÖZDEMİR, Şakir
ÖZDEMİR, Süleyman
GÜZEL ve adını hatırlayamadığım tüm
arkadaşlarıma tek tek teşekkür etmek istiyorum.
Kendi adıma, seminerin en büyük
eksikliği ise, “Fidanlık
Seminerlerinin Ustası, Dostum Muhammet SAÇMA”nın
bu seminerde bulunamayışı idi.
Biliyorum O her zaman aramızdaydı;
gülen yüzü, dost havasıyla. Bir başka zaman ve bir başka mekânda buluşmak
dileğiyle ey güzel dost...
…………………………
Sürç-ü
lisan ettimse affola,
Selam,
saygı ve sevgilerimle…